1/08/2010

Mustafa İslamoğlu Sevenlerinin Tahammülsüzlüğü !

Mustafa İslamoğlu ve benzerleri gibi (Modern Şeyhlerin) sevenlerinin tenkit tahammülsüzlüğü!   


Mustafa İslamoğlu veya benzerlerini sevenlerin onları tenkide tepki göstermeleri, kendi benliklerinin aşağılandığını düşündükleri içindir.

Zira o mükemmel ilmi olan, etkileyici kalem sahibini anlayabilen biri olarak onun hakkındaki her söz, bu sevginin yerilmesi gibi algılanıyor onlarca. Dolayısıyla kendi kemalatlarına bir tenkit gibi düşünülüyor.

Hâlbuki o ve o gibileri tenkid edenleri tenkid edenlerin ortak bir iddiası var, derler ki: her insan hata yapabilir! Hiç birinin şimdiye kadar 'siz şu şu hataları tespit ediyorsunuz onun hakkında; ama bu hata tespitleriniz hatalıdır' dediğini duymadım.

Bilakis 'siz nasıl böyle bir islam aşığına laf söylersiniz, siz anlamıyorsunuz onu, sizi aşıyor, o mükemmel, o bir numara v.s' gibi sloganlarla onu savunma temayülü söz konusu.

Biraz dikkatli bir gözle bakmak lazım yalnız, İslamoğlu'nda müthiş bir yetenek var;

Doğrudan söylense kesinlikle rahatsızlık verecek çoğu düşüncesini süslü sözlerin ve dolaylı anlatımların arkasına gizlemeyi başarabiliyor. Biraz da ilmi bir hava ile konuşunca, bilmeyen dikkatsiz bir göz, işiten samimi bir kulak hocaya hak vermek zorunda kalıyor.

Sözlerini süsünden sıyırın. İlmi havaya temkinle yaklaşın. Sonra bakınız neler söylüyor aslında! Bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Azcık salladığınızda ciddi ve tesir alanı geniş bir reformcuyla karşılaşıyorsunuz, çoğu kardeşimiz bu gerçeğin farkındadır.

İslamoğlu bir isim. Şahsi bir meselemiz yok onunla. Bizler sahih ve muteber İslam geleneğine itimadı bağlılığı sarsmaya kalkacak her kalem sahibine aynı şekilde mukabele eder, tuzaklarını gösteririz. Bu bizim vazifemizdir.

Sorun bizde değil, ilmen reddettiğimiz şahıslarla şahsi meselemiz var gibi algılayanlarda.

Buradan da anlaşılıyor ki, aslında onu okuyanlar, ondan etkilendiğini söyleyenlerde bir birikim, ilim ve dahası aslında anlama melekesi yok, kuru bir kapılganlık ve fanatizm... Bir fan klüp havası... islamoğlu fanı tarzı topluca surat asmalar, dil çıkarmalar...

Yani o, onların -tenkit ettikleri lafızla-modern şeyhleri... O yanılmaz, o hata etmez, o asla tenkid edilemez... Sürekli bu var dillerinde.

Tasavvuf literatüründeki şeyhin hata yapması mümkündür, yanılması da... Dolayısıyla sürekli istiğfar ile meşguldürler. Daima müjdelenen asırlardaki ulemanın sözleri ile konuşmaya özen gösterirler ki, onların hatalarında dahi ümmete bir rahmet söz konusu. Şahıslarına davet etmezler, benliklerini öne çıkarmazlar, bin sene önce onların yolunun yolcuları ne demişse onu derler. Sözlerinde bir kıvırma, kalbe rahatsızlık veren bir husus bulamazsınız.

Onlar niye hatalı söz söyleyemiyor anlaşıldı mı şimdi?

Zira onların sözleri kendilerine ait değil... Bin küsür senedir pişmiş üstü pişmiş sözleri söylüyorlar. Milyarlarca insanın tabi olduğu sözü söylüyorlar.

Onları bir hatada bulamayınca, öfkelenenin neyi ile öfkelendiğini buradan çıkarabilirsiniz.

İşte bu Amerikan çiçek gençleri gibi asiliği televizyondan talim etmiş fikir çelik çomağı oyunu ile vakit geçirenlere cazip gelmiyor.

Bu zatların onların “ene”lerine bir faydası olmuyor.

“ene”yi bilakis sıfırlatma adına sözler, “ene”si tavan yapmış birinde ne işe yarar ki?

Bu sebeple cumhurun yolu, ilgilerini çekmiyor içi isyan dolu, egoist, kendisi ile kavgalı, gözü sürekli başkasının hayatında, hesapçı, plancı, kinci taifenin...

Onların şeyhine laf mı söylüyorsun!?

Seni ve avaneni - kızgınlık anında ağızdan saçılan tükürükte- boğarlar.

Bunların çoğu zeki geçinir.

Ben bilirim ben anlarım havalarındalardır tarafını seçmeyi bilemeyen, çukurunu kazan, cehennemine asfalt döşeyen bir insanın zekasının adı başka şeydir.

Allah Teâlâ’nın ümmetin yolunu yol edin, ümmetin umumunun yolu sizi yanıltmaz tarzı emr ve tavsiyelerini algılayamayan, şerefli hayatları ile örnek olmuş zatların eserlerine rağbet etmeyenlere ne laf anlatacaksın...

Allah Teâlâ, Hakkı Hak, Batılı batıl bilenlerden; Hakka uyup batıldan kaçanlardan eylesin. Bu din ilmidir. Kimden öğrendiğimize dikkat edelim. Canımızı koruduğumuz gibi dinimizi de koruyalım.

Şimdi bunu okurların iki ayrı tepkisi olacak:

Sinirden çatlayanlar ve iz'an ile okuyanlar...

Allah akıl nasib eylesin.

Hak-Dilaram İsmail Arslan

M. İslamoğlu'na İlmî Reddiyeler İçin Tıklayın!

No comments: