Huzuru ve mutluluğu çoğumuz Kaf Dağı’nın (masallardaki dağın ismi böyle ben ne yapayım) ardında ararız…
***
Mutluluk, kazandıklarımızda, yahut kaybettiklerimizde değil, kendi içimizdedir.
Mesela, mutluluk, sıcak bir “merhaba” sesidir…
Mutluluk, bebeğimizin kokusu ya da çocuklarınızın tebessümüdür…
eşe getirilen gonca gülü öpüp sunmayı bilmektir…
Mutluluk, alınan her nefesin bir “ikram-ı İlâhî” olduğunu bilmek, bu anlamda
hayatın güzelliklerini de görmeye çalışmaktır
Mutluluk, tüm mevsimleri sundukları güzelliklerle birlikte algılayıp yaşamaktır…
Mutluluk, pencere kenarına serpiştirilen ekmek kırıntılarını yiyen
güvercinleri seyretmektir…
Mutluluk, vecdle Allah (c.c)’a yönelip secde etmektir
Mutluluk, her gülde “Muhammed (sav)’le buluşma” kokusunu hissetmektir?
Mutluluk, eldekini-avuçtakini fark etmek, kadr-u kıymet bilmek, olanı
başkalarıyla da paylaşmaktır…
Mutluluk sadece engelli biriyle karşılaşıldığı zaman değil, kendi
vücudundaki büyüleyiciliği her zaman fark etmektir…
Mutluluk, menfaatsiz ve hesapsız sevmektir…
Mutluluk, “Bana Allah (c.c) yeter” diyerek Allah (c.c)’a teslim olabilmek,
her şartta şükredebilmektir…
Mutluluk, güneşin ve yağmurun aynı derecede önemli olduğunu kavrayıp güneşe
de, yağmura da sevinmektir…
Mutluluk, hayat karşısında her an taze heyecanlar duyabilmektir.
Liste daha da uzatılabilir. Sonuçta şunu demeye getiriyorum: Mutluluk,
yabancısı olduğumuz, hiç tanışmadığımız bir duygu değil, belki yakından
tanıdığımızdan dolayı kanıksadığımız bir duygudur.
Önce elimizde var olan değer ve güzellikleri keşfedelim, onlara şükredelim, sonra da olmayana ulaşmak için çabalayalım. Ama bizi bütünüyle aşan “imkânsız”a doğru koşup kendimizi telef de etmeyelim. Bu bizi mutsuz eder. Zaten mutsuzluklarımızın çoğunun kaynağı, ihtiraslarımızla hasetlerimizdir. Hayatı kaba-saba yaşamak yerine, bir sanatkâr duyarlılığı içinde yaşamak, çözümsüz zannettiğimiz pek çok sorunu çözebilir?
“Ey insanoğlu!.. Mutluluğu bulmak için gözünü boş yere başkasının ekmeğine,
başkasının evine, başkasının başarısına, başkasının servetine, başkasının
mutluluğuna dikme. Gözlerini kendi içine çevir, kendi içine bak: Başka
yerlerde, başka şeylerde aradığın şey sende saklı.”
Yavuz Bahadıroğlu/ vakit gazetesi
No comments:
Post a Comment