8/14/2007

Yunanlı'nın 10 Yalanı

Yunanistan'ın To Vima gazetesi, kitaplardaki Türkiye yalanlarını liste olarak yayınladı.


Her Balkan ülkesinde -hatta Avrupa ülkesinde- okutulan tarih kitaplarında olduğu gibi, Yunanistan'ın da tarih kitaplarında kahramanlık öyküleri ve mitleri yer alıyor. Yunanistan'ın 1821'de bağımsızlığını kazanmak amacıyla Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklanması, tarih kitaplarının en önemli bölümünü oluşturuyor. Mücadele yıllarında Yunan milletinin kahramanlıklarını konu eden tarih kitaplarını inceleyen TO VİMA gazetesi, Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasının 185'inci yıldönümünde Yunanistan'ın "10 büyük yalanı"nı yayınladı.. Gazetenin yazarlarından Andreas Pappas'ın yaptığı araştırmaya göre işte Yunanlıların yalanları:


1. YALAN: 400 yıllık Osmanlı yönetimi sırasında Osmanlılar, Yunanlıları şiddet yoluyla İslamiyet'i kabul ettirmeye çalıştı: Osmanlılar İslamiyet'i kabul etmeleri için Yunanistan'da kimseyi zorlamadı. Bosna ve Arnavutluk gibi ülkelerde fazla vergi ödememek ya da Osmanlı'da memur olarak çalışabilmek için kendi istekleriyle İslamiyet'i kabul edenler oldu.


2. YALAN: Hıristiyan çocuklar ailelerinden zorla koparılarak ve İslamiyet'i kabul ettirildi ve yeniçeri ocaklarına kapatıldı: Osmanlı ordusu güçlendikçe birçok Hıristiyan aile çocuğunu yeniçeri kampına teslim etti.


3. YALAN: Yunanlılar, Osmanlı döneminde gizlice dillerini ve Hıristiyanlığı öğrenmek için 'gizli okul ismiyle' okullara gidiyordu: Osmanlı döneminde herkes istediği dilde eğitim görebiliyor, dinini özgürce yaşıyordu.


4. YALAN: Yunan kilisesi Osmanlı İmparatorluğu'na karşı sert bir mücadele verdi: Osmanlı'ya karşı mücadeleye, bazı din adamları da katılmıştır. Ancak çoğu din adamı İstanbul'un alındığı 1453'ten Yunanlıların 1821 yılındaki ayaklanmasına kadar Osmanlılardan çok Katolikleri düşman olarak görüyordu.


5. YALAN: Yunan ulusu 1821'de Osmanlı'ya karşı ayaklanıp bağımsızlığını kazandı: Ayaklanma anında bastırıldı. 1827'de Fransa, İngiltere ve Rusya bağımsız Yunan devletinin çıkarlarına hizmet edeceğini düşünerek savaşa müdahale etti. Yunanlılar da bağımsız oldu.


6. YALAN: Ayaklanma sayesinde 1881'de Tesalya (orta Yunanistan) bölgesi Yunan topraklarına katıldı. 1897'de Osmanlıların Atina'yı kuşatma operasyonu başarısızlıkla sona erdi. 1920'de Osmanlı toprakları Serv Antlaşması ile paylaşıldı: Bunlar Yunanlılar tarafından değil yabancı devletler tarafından sağlandı.


7. YALAN: Osmanlıya karşı sadece Yunanlılar ayaklandı: Bu bölgede yaşayan Arnavut, Sırp, Ulah ve Slav kökenliler de ayaklandı.


8. YALAN: Yabancı devletler Yunanlıları çok sevdiği için destek oldu: Bağımsız bir Yunan devletinin kendi çıkarlarına hizmet edeceğine dair aldıkları güvencelerden sonra savaşa müdahale ettiler. Yunanistan bu nedenle 1910-1920 arasındaki Balkan Savaşlarında yapılan paylaşmalardan karlı çıkmış; ahalisinin yüzde 40'ı Yahudi, yüzde 25'i Türk ve sadece yüzde 20'si Yunanlı olmasına rağmen Selanik kenti Yunan topraklarına katılmıştır.


9. YALAN: Sadece Yunanlılar vatanlarından oldu: Bir çok halk ve millet kendi yurtlarından olmuş; göç etmek zorunda kalmıştı. 19'uncu yüzyılda Girit'in yalnız Rethimno bölgesinde yaşayan Müslüman (Türk) ahalinin sayısı Hıristiyanlar'dan çok daha fazla olduğunu; Yanitsa (Yenice) kentinin o dönemde Müslüman Osmanlıların en kutsal kentlerinden biri olduğunu; 1913'te Kuzey Yunanistan'daki Kilkis kentinde yaşayan Yunanlıların sayısının toplam ahalinin ancak yüzde 5'ini oluşturduğu gösterilebilir.


10. YALAN: 1. Dünya Savaşı'nda Anadolu'dan Yunanistan'a göç etmek zorunda kalan Yunanlılar Helen topraklarından kopartıldı. Bu insanların ezici bir çoğunluğunun anadan-babadan Anadolulu değil; 19. yüzyılın ortalarında kendilerine daha iyi yaşam koşulları aramak için Yunan adalarından ve kuzey Yunanistan'dan Anadolu'ya göç etmiş Helen kökenlilerden oluştuğunu anımsatmakta yarar vardır.

1 comment:

aydin said...

Tarih bu şekilde nice yalanlara sahne olmuştur,nerede durduğunuz nasıl baktığınız önemli bu hususta,Allah'ın bak dediği yerden bakarsak vakalara doğruyu kavrama ve idrak etme seviyemiz yükselecektir biiznillah...