8/10/2007

Miraç Gecesi



Recep ayının 27′nci gecesine rastlayan geceye “Mirac gecesi” denir. Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk yıl önce, 621 M. yılı başlarında vuku bulmuştur. Bu gecede Hz. Muhammed (s.a.s), Mekke’den Kudüs’e oradan semalara yükseltilerek, melekût âlemini seyretmiş ve Cenab-ı Hak ile aracısız mükâlemede bulunmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de mirac olayına şu şekilde kısaca yer verilir: “Kulu (Muhammed’i) gecenin az bir bölümünde kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. İşiten ve gören O’dur” (el-İsrâ, 17/1).

Hz. Muhammed’in, gecenin az bir bölümünde Mescid-i Haram’dan, Mescid-i Aksa’ya kadar olan yolculuğuna “İsrâ”, Mescid-i Aksâ’dan göklere yükselip, madde âlemini aşmasına da “mirac” denir. İsrâ; gece yolculuğu yapmak, demektir.

Mirac gecesinin önemi, o gecede Cenab-ı Hak’tan getirilen emir, yasak ve haberlerin öneminden gelmektedir. Mirac gecesi getirilen esasları birkaç maddede toplayabiliriz:

1) İslâm’ı saran tehlike çemberinin, etkisini kaybettiği haber veriliyor.

2) Daha önceki dinlerin yürürlükten kaldırıldığı ilân ediliyor.

3) Hz. Muhammed’in ilâhi gücün tecelli ettiği Sidretü’l-Müntehâ’ya yükselmesi, beşer ilminin sürekli ilerleyeceğine delâlet ediyor.

4) İnsanla Rabbı arasında en önemli iletişim aracı olan beş vakit namaz bu gecede farz kılınmıştır.

5) el-Bakara Suresinin son iki âyeti İslâm ümmetine hediye olarak gelmiştir. “Amenerrasûlü” diye başlayan bu âyetlerde önemli akide konuları yanında, son âyette özlü duâ örnekleri verilmektedir.

6) Allah’a ortak koşmayan mü’minlerin bağışlanacağı müjdesi veriliyor.

İşte bu kadar önemli hükümlerin bir arada bildirildiği Mirac gecesi, önemini bunlardan almaktadır. Mirac gecesinde nâfile namaz kılınması münasip görülmüştür. Ayrıca bu gece kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı kerim okumalı, dua, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de göndermelidir! Böyle bir gecede yapılacak duanın Cenab-ı Hak tarafından geri çevrilmeyeceği umulur.


Peygamber efendimiz sav Miracını özetle şöyle anlatıyor:

(Verilen Burak’a binip Beyt-ül-Makdis'e geldim. Onu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescide girip orada iki rekat namaz kıldım. Sonra çıktım. Cebrail aleyhisselam bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail, yaratılışa uygun olanı seçtin, dedi.

Sonra bizi birinci semaya çıkardı. Gök kapısında, “Sen kimsin” diye bir ses geldi. Ben Cebrail'im dedi. Yanındaki kim? dendi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi? dendi. Cebrail, evet dedi. Gök kapısı açıldı. Hz.Âdem ile karşılaştım. Bana merhaba diyerek hayır dua etti.

İkinci semaya çıktık. Yine orada da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğlu İsa ve Yahya ile karşılaştım. Onlar da bana merhaba diyerek dua ettiler.

Üçüncü semaya çıktık. Bu kapıda da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Orada Hz. Yusuf’u gördüm. O da bana dua etti.

Dördüncü semaya çıktık. Aynı sualler ve konuşmalar oldu. Kapı açıldı. Hz. İdris’i gördüm. O da bana dua etti.

Beşinci semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti. Kapı açıldı. Hz. Harun’u gördüm. O da bana dua etti. Altıncı semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar oldu ve kapı açıldı. Hz. Musa’yı gördüm. Bana merhaba diyerek dua etti.

Yedinci semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti ve kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-mamura dayamış Hz. İbrahim’i gördüm. O da bana dua etti. Beyt-ül-Mamur'u gördüm.

Sonra Hz. Cebrail beni Sidretü'l-Münteha'ya götürdü. Allahü teâlâ, günde elli vakit namaz farz kıldı. Hz. Musa'nın yanına geldim. Ona elli vakit namaz farz kılındığını bildirdim. Rabbinden azaltmasını iste. Ümmetin buna güç yetiremez. Ben tecrübe ettim, dedi.

Birkaç defa Rabbim ile Hz. Musa arasında gidip gelmeye devam ettim. Nihayet Rabbim buyurdu ki: "Ya Habibim, beş vakit namazı farz kıldım. Her vakit için on sevap vardır. Böylece elli vakit namaz olur.") [Müslim]



Miracın Etkisi Sarsın Her yanımızı, 
Dualar Sel Olup Aksın, 
Tövbeler Dökülsün Dillerimizden..
Ve Bu;
Tüm Müslüman Aleminin Uyanıp,
Yaradanından Mağfiret Dileyeceği 
Mübarek Bir Gece Olarak Alsın Yerini. 
İnşaallah. Rabbim günahlarımızı bağışlasın,
Bizi Feraha Ulaştırsın..  
                amin 

No comments: